• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
ATATÜRK VE EĞİTİM

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk eğitim konusunda şüphesiz büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Atatürk’ün öğretmenlere, gençliğe yol gösterici söylevleri olmuştur. Bizce Atatürk’ün eğitim hakkında en veciz sözü şudur: “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, ünlü, yüce bir toplum halinde yaşatır, ya da tutsaklığa ve yoksulluğa sürükler”. Eğitim konusunda bir başka veciz sözü de şudur: “Bir taraftan cehaletin giderilmesiyle uğraşırken bir taraftan da çocuklarımızı toplumsal ve ekonomik yaşamlarında verimli, başarılı kılabilmek için gerekli olan bilgi ve becerileri iş içinde ve iş aracılığıyla vermek eğitim yöntemimizin temelini oluşturmalıdır”.
Üstün zekâ ve dehasıyla kurduğu Cumhuriyetimizin en kısa zamanda çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmesinin, bilimin öncü ve yol göstericiliğiyle mümkün olabileceğini göstererek “Hayatta en hakiki mürşiti, ilim” kabul eden bir yöntemle, bilime büyük değer vermemizi ve ondan gereği gibi yararlanmamızı istemiştir. “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra beni izlemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün muhtelif kaynaklardan derlediğimiz eğitimle ilgili bazı düşüncelerini belirtmekte fayda görüyoruz.
Mevcut eğitim
durumunun eleştirisi
Atatürk, geleneksel olarak uygulanan mevcut eğitim sistemini yetersiz bulmuş ve ülkenin gelişmesinde bu tür eğitimin olumsuz sonuçlarını dile getirmiştir. Eleştirilerinin ana noktalarını şöyle özetleyebiliriz:
* Toplumda bilgisizlik yaygındır. Cehaletin yaygın oluşu, eski dönemin en belirgin özelliği idi. Yöneticiler de kendi amaçları için bu durumun sürdürülmesini teşvik ediyorlardı.
* Öğretim yöntemleri yetersizdir. Ezberciliğe dayalı bir öğretim yöntemi egemendi, Yaratıcılığı engelleyici nitelikte idi.
* Eğitim millî değildir. Bu husus, hem kuruluş, hem de öz yönünden söz konusudur. Millî bir kültürün gelişmesine uygun olmayan bir eğitimdir.
* İstikrarlı bir eğitim politikası yoktur. Osmanlı eğitiminin son dönemlerinde her Maarif Nazırının, vekilinin ayrı birer programı vardı.
* Tüketici insan yetiştiren, yaşamı bilmeyen, yüzeysel bilgiye sahip insan yetiştirme amaçlı bir eğitim sistemi vardı.
* Geleneksel olarak uygulanan eğitim, bu dünyaya değil, öbür dünyaya yönelmiştir. Çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlanna cevap verememektedir.
İşte bütün bu noktalar, yeni bir eğitim politikasının gerekliliğini haklı kılmaktaydı. Özgür düşünceyi durduran, yaratıcılığa engel olan, yapıcılığa yer vermeyen tüm uygulamaları kaldırıp, onların yerine insan zekâsının özgür bir duruma getirilmesini istiyordu.

 

KAYNAK

  
3435 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Saat
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.171532.3004
Euro34.902035.0419
Site Haritası